Ahşap neden bu kadar özel?

Bir ağaca dokunduğunuzda hissedersiniz…

Onun yaşadığı fırtınaları, dallarını okşayan rüzgarı, yapraklarının güneşe nasıl dans ettiğini. Ahşap, size sadece bir malzeme değildir. O yaşamış, görmüş, şahitlik etmiş bir hikayenin ta kendisidir.

Bir gün, elime gençken kestiğim bir meşe gövdesi geçti. Parmaklarımı yavaşça kabuğunda gezdirdim. O an, bu ağacın altında kaç insanın oturup sohbet ettiğini, kaç kuşun dallarına yuva yaptığını düşündüm. Çünkü ahşap, size sadece bir ağacın hikayesini anlatmaz. Bir süre sonra fark edersiniz ki, onun damarlarında doğanın bütün zamanları gizlidir.

Ahşapla İlk Tanışma

Elinize bir kereste aldığınızda onun ağırlığını, kokusunu hissedersiniz. "Sadece tahta işte," der birçoğu. Ama siz bilirsiniz, öyle değildir. Onda bir ömür vardır. Gözlerinizi kapatıp dokunduğunuzda o yaşamın size fısıldadığını duyarsınız.

Ahşap bir masanın etrafında toplanmış bir ailenin kahkahaları, bir ağacın gölgesinde yapılan derin bir sohbet, bir bebeğin ahşap bir beşikte attığı ilk adımlar… Hepsi oradadır.

Bir Usta İçin Ahşap Nedir?

Ahşap, benim ellerimden kayıp giden zamanın hatırasıdır. Onu işlerken her defasında yeniden doğar gibi olurum. Ahşabı şekillendirmek değil bu; aslında kendinizi o ağacın hikayesinin bir parçası yapmaktır. Kestiğiniz her dalda, zımparaladığınız her yüzeyde, oyduğunuz her desende bir parça geçmiş gizlidir.

Bazen o kadar derin bir bağ kurarsınız ki, ağacı işlerken, onun eski görkemine ihanet etmemek için daha bir özen gösterirsiniz. Çünkü o sadece bir ürün değil, doğanın bir emanetidir.

Sonuç olarak.

Ahşap neden bu kadar özeldir biliyor musunuz? Çünkü sadece size değil, sizin gibi düşünen herkese dokunur. Her ahşap ürün, bir marangozun ruhunu taşır. Ve o ürün bir eve girdiğinde, o ruh orada yaşamaya devam eder.

Bir dahaki sefere elinize bir ahşap parça aldığınızda, sadece bakmayın. Koklayın, hissedin, dinleyin. Çünkü ahşap, konuşmayı bilen bir şeydir. Sadece onu duymayı bilmek gerekir.